Antik Pisidia bölgesi tarih öncesi çağlardan günümüze dek çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere kadar bir çok dine kucak açmış bir bölgedir. Bu bölgenin 2000 yıllık tarihine baktığımızda Museviliğin, Hıristiyanlığın ve daha sonrasında Müslümanlığın yan yana, bazen de iç içe olduğunu görmekteyiz.
Hıristiyanlık dininin yayılmasında siyasi kişiliği ile çok önemli bir rol oynamış olan Hz. İsa'nın 12 havarisinden St. Paul’un Pisidia bölgesinin başkenti Antiocheia'ya gelmesi, burada 2 sene kıl çadır dokuyarak hayatını kazanması ve farklı dinlere inanan insanlara hitap ederek, onlara Hıristiyanlığı anlatması, vaazlar vermesi, bu bölgenin, Hıristiyanlığın beşiği olmasına neden olmuştur. Daha sonra kilise yapımı serbest bırakılınca Antiocheia halkı, St. Paul'un anısına dünyanın ilk ve en büyük kilisesini 325 yılında Aziz'in ilk resmi vaazını verdiği Sinagog üzerine yapmışlardır. Dolayısıyla Hıristiyanlığın bu kadar hızla yayıldığı bölgede Hıristiyanlığı kabul eden rahibeler de kendilerine fiziki konumu nedeni ile Eğridir’in Nis Adası'nı, bugünkü adıyla Yeşil Ada'yı mekan olarak seçmişlerdir. Nis Adası'nın karşısındaki Karabağlar bölgesinin esas isminin Karıbağları olduğu ve rahibelerin bu bölgede üzüm yetiştirip, dünyanın en kaliteli şaraplarını ürettikleri araştırmalarla belirlenmiştir. Ayrıca çok yakın tarihimize kadar gelenek olarak gelen, Eğridir’de 6 yaşından büyük erkek çocukların alınmadığı, sadece kadınların gittiği mesire yerlerinin bulunması dünyanın ilk rahibelerinin Eğirdir Nis Adası'nda yaşadığını göstermektedir.
1402 yılındaki Timur’un saldırısına kadar Nis Adası'nda yalnız kadınlara mahsus 18 adet manastır ve kilise bulunmaktaydı. Timur'un saldırısından çekinen Eğirdir halkı Nis Adası'na sığınmış, bunu fark eden Timur sallar yaptırarak, Nis Adası'na saldırmış ve adadaki manastırları yıkmıştır. Bu tarihten sonra adadaki Hıristiyan rahibelerin bir kısmı başka yere göçmüş, bir kısmı ise Müslüman halkla birlikte uyum içinde yaşamışlardır. Prof. Ramsey ve Bizans tarihçilerinin yazdığı Türk hoşgörüsü ve inançlara karşılıklı saygının bir örneği olarak belirtildiği gibi, halk Nis Adası'nda yaşayan Müslümanların namaz kılmak için fırtınalı havalarda Eğridir’e gitmelerinin zor olduğunu beyan ederek, adadaki kız kiliselerinden birinin Müslümanlara tahsisini 2. Osman'dan istemişlerdir. Padişah Hazretleri Atabey Medresesi’nden konuyu tahkik ettirmiş ve harap durumda olan kız kilisesinin Müslümanlarca tamir edilerek ve yalnız cuma ve iki bayram namazında kullanılmak üzere camiye dönüştürülebileceğine padişah fermanı olarak karar verilmiştir. Bu fermanın aslı Nis Adası'ndaki caminin duvarına asılmıştır. Bu padişah fermanı aşağıdaki gibidir:
“Siddei Saadetime mektuplar gönderip, Eğirdir kasabası ceziresinde (Nis Adası'nda) 18 bab kınısa olup, kenaıs mezkureden (Adı geçen kiliselerden) kız kilisesi demekle maaruf kinisa camii olmak münasip olmakla, kendi mallarıyla, haraba müşerref olan yerlerin tamir edüp, Camii Şerif olmasın rica ettikleri, bildürüp izni hümayunu erzan kılınmıştır. Buyurdum ki, göresin, zikr olunan kınısa müstamel olmayıp, harap ve muattal ise kendi mallarıyla tamir ettürüp ikameti, Salat-ı Cuma ve iydeyn (Cuma ve iki bayram namazı kılınması) ettiresin. Şöyle bilesin, alameti şerifeme itimat kılasın. Hicri 1027, miladi 1618.” İnanç turizmi açısından Yalvaç ilçesi de büyük bir potansiyele sahiptir. Yalvaç ilçe merkezine 1 km. mesafede bulunan Pisidia Antiocheia antik kentinde bulunan kilise Hıristiyanlarca önemli sayılmaktadır. İ.S. 46 yılında St. Paul ve Barnabas bu kilisenin yerinde bulunan Sinagog’da Hıristiyanlığı yaymak için ilk vaazlarını vermişlerdir. Sonradan burada St. Paul adına bir kilise yapılmıştır. Bu kilise Hıristiyanların yaptığı ilk kilisedir. Bu kilisenin günümüzde yalnız temelleri mevcuttur. Bu bölgede inanç turizmi ağırlıklı bir turizm türü olarak potansiyel taşımaktadır. Son çalışmalarda, Yalvaç St. Paul Kilisesi Turizm Bakanlığınca hazırlanan inanç turizmi kapsamına dahil edilmiştir. Ayrıca Haziran 1997 tarihinde Yalvaç'ta Uluslararası St. Paul Sempozyumu yapılmış olması da bölge turizmi açısından çok önemli bir girişimdir.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca Yalvaç'ın Hıristiyan alemi açısından önemli bir hac merkezi olabileceği kabul edilmektedir. Yalvaç'ın iyi bir tanıtımla Efes'ten daha iyi bir konuma gelebileceği düşünülmektedir. Düzenlenmiş olan bu uluslararası sempozyuma Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden 250 profesörün de katılmak istemeleri bölgenin önemini ortaya çıkarmaktadır. Bu potansiyelden Eğirdir ilçesinin de faydalanacağı ve Eğirdir konaklama tesislerinden bölgeye gelen turistlerin yaralanacağı düşünülmektedir. Yalvaç ilçesinin sahip olduğu inanç turizmi konusundaki bu büyük potansiyel Hıristiyanlık dininin kutsal kitabı olan İncil'de yer almaktadır. İncil'in 280'inci sayfasında yer alan “Elçilerin İşleri” başlığı altında Yalvaç ilçesinde yer alan Pisidia Antiocheia antik kentinden bahsedilmektedir. İncil'de yazılanlara göre: İsa çarmıha gerildikten sonra İsa'nın Havarileri Kıbrıs’a gitmişler ve daha sonra da Yuhanna isimli havari diğer havariler ile birlikte Kudüs'e gitmiştir. Paulus isimli havari ise tekrar Anadolu'ya dönerek, önce Pamfilya bölgesine gelmiş daha sonra ise Perge ve en son olarak Yalvaç ilçesinde yer alan Pisidia Antiocheia antik kentine yerleşmiştir. Pisidia Antiocheia antik kentine Paulus isimli bu havari yerleştikten sonra bugün St Paulus kilisesi altında bulunan Sinagog’da Yahudilere vaazlar vermiştir. Hıristiyanlığın yaygınlaşması üzerine MS 325 yılında buraya büyük kilise inşa edilmiştir. Görüldüğü gibi Yalvaç ilçesinin Hıristiyanlık alemi açısından öneminin İncil'de de vurgulanıyor olması Yalvaç ilçesinin önemini ortaya koymaktadır. Yalvaç ilçesinin bu durumu çok iyi kullanıldığı takdirde Hıristiyanlık aleminin dikkatleri bu yöreye çekilebilecektir.